CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, pamuk üretiminde yaşanan düşüş ve çiftçilerin artan girdi maliyetlerine dikkat çekerek pamuk alım fiyatının 40 TL’nin altına düşmemesi gerektiğini söyledi. Sarıbal, “Üretici emeğinin karşılığını alamazsa pamuk üretiminden uzaklaşır, ithalat artar” uyarısında bulundu.

CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, pamuk üretiminde yaşanan düşüşe ve çiftçilerin artan maliyet yüküne dikkat çekti. Sarıbal, pamuk alım fiyatlarının en az 40 TL olması ve 160 kuruşluk destek priminin artırılması gerektiğini belirtti.
Pamuk hasadının GAP, Çukurova ve Ege bölgelerinde başladığını hatırlatan Sarıbal, bu yıl kuraklık nedeniyle verimin azaldığını söyledi. “Pamuk üreticisi düşük fiyatlar karşısında ayakta kalmakta zorlanıyor” diyen Sarıbal, AKP iktidarı döneminde 18,8 milyon ton pamuk ithal edildiğini ve bunun karşılığında 33,8 milyar dolar ödendiğini ifade etti.
“Üretici emeğinin karşılığını alamazsa pamuk üretiminden uzaklaşacak, ithalat daha da artacaktır.”
“Üretici örgütleri güç kaybetti”
Sarıbal, pamukta yaşanan istikrarsızlığın temel nedenlerinden birinin üretici örgütlerinin etkisini yitirmesi olduğunu belirtti. Tariş, Çukobirlik ve Antbirlik gibi kooperatiflerin kamu desteği eksikliği nedeniyle piyasadaki paylarını kaybettiğini vurguladı.
“1998-99 sezonunda pamuk alımlarındaki payı yüzde 25 olan bu birliklerin oranı, 2024-25 sezonunda yüzde 3,5’e gerilemiştir.”
Sarıbal, TÜİK’in eylül ayı verilerine göre enflasyonun yüzde 33,2 olmasına rağmen üretim girdilerinin çok daha yüksek oranda arttığını hatırlattı.
“Üre gübresi yüzde 75, DAP yüzde 51, mazot yüzde 31 arttı. Pamuk üretim maliyeti kilogram başına 35 TL’ye ulaştı, ancak serbest piyasada fiyatlar 27–28 TL seviyesinde seyrediyor.” dedi.
Pamuk üretimi yüzde 19 düşüşte
Sarıbal, ABD Tarım Bakanlığı verilerine göre 2025 sezonunda Türkiye’nin pamuk üretiminin yüzde 19 azalarak 700 bin tona gerileyeceğini belirtti. Düşüşün nedenleri arasında düşük fiyatlar, yetersiz su kaynakları ve artan kuraklık yer aldı.
“Pamuk üreticileri, mazot, gübre, tohum, ilaç ve işçilik maliyetlerindeki artış nedeniyle alternatif ürünlere yöneliyor. Devlet Su İşleri yeterli sulama desteğini sağlayamadı; bu durum özellikle Aydın ve İzmir yörelerinde üretimi olumsuz etkiledi.” ifadelerini kullandı.
“Gümrük Birliği pamuk üreticisini koruyamıyor”
Sarıbal, pamukta dış ticaret dengesinin Türkiye aleyhine olduğunu vurgulayarak Gümrük Birliği Anlaşması’nın yeniden ele alınması gerektiğini söyledi:
“Pamuk, AB-Gümrük Birliği kapsamında sanayi ürünü sayılıyor ve gümrük vergisinden muaf tutuluyor. Bu durum yerli üreticiyi koruyamıyor, dışa bağımlılığı artırıyor. Pamuk tarım ürünü statüsüne alınmalı.”
“Türkiye Yüzyılı dediler, yağmanın yüzyılını yaşattılar”
Sarıbal, hükümetin hazırladığı yeni yasa tekliflerinin doğayı, emeği ve kamusal alanları şirketlere devrettiğini savundu:
“Cumhuriyet’in ‘kamu yararı’ ilkesi yerle bir edilmiştir. ‘Yatırım alanı’ adı altında doğa, orman, kıyı ve tarım alanları şirketlerin kullanımına açılmıştır. Bu artık yasallaşmış bir yağma rejimidir.”
“Türkiye’nin geleceğini merak eden Bursa’ya baksın”
Sarıbal, Milli Parklar ve Kültür Alanlarını Düzenleyen Kanun Teklifinin doğa koruma ilkelerini zayıflatabileceğine dikkat çekti. “Teklifin 5. maddesiyle milli parkların içine otel, spa ve termal tesis yapılmasının önü açılıyor” dedi.
Bursa’daki su krizi üzerinden ekolojik yıkıma da değinen Sarıbal, şunları söyledi:
“Bursa’nın barajlarını besleyen su havzaları maden ve sanayiyle delik deşik edildi. Barajlardaki doluluk oranı yüzde 0,5’e düştü. Kent 12 saatlik su kesintileriyle yaşıyor. Bu tablo Türkiye’nin geleceğinin fotoğrafıdır.”
OECD verilerine göre Türkiye’nin yüzde 33,3 gıda enflasyonu ile 38 ülke arasında birinci olduğunu belirten Sarıbal, “Su, beslenme ve gıda temel insanlık haklarıdır. Devletin görevi bunları halka sunmaktır. Tarım ve gıda politikası iktidarlara göre değişemez.” dedi.
Kaynak:Tarım Pusulası
Yorum Yazın