Arı Varsa Hayat Var: Kars'tan Dünya Arı Günü Mesajı!

Kars Veteriner Hekimleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ercan Ödül, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun kararıyla 20 Mayıs'ın "Dünya Arı Günü" olarak ilan edildiğini hatırlattı. Ödül, bu yıl Birleşmiş Milletler Gıda Örgütü FAO'nun temasının "Doğadan İlham Alan Arılar Hepimizi Besler" olarak belirlendiğini ve bununla arıların ve diğer polinatörlerin (tozlayıcılar) tarımsal gıda sistemlerinde ve gezegenin ekosistemlerinin sağlığında oynadığı kritik role vurgu yapılması amaçlandığını ifade etti.

Tozlaşma: Yaşamın Temeli

Tozlaşmanın, ekosistemlerin hayatta kalması için temel bir süreç olduğunu vurgulayan Ödül, dünya genelinde meyve veya insan gıdası olarak kullanılan tohum üreten her dört üründen üçünün, arılara ve diğer tozlayıcılara bağımlı olduğunu dile getirdi. Dünyadaki yabani çiçekli bitki türlerinin yaklaşık yüzde 90'ının, dünya gıda ürünlerinin yüzde 75'inin ve küresel tarım arazilerinin yüzde 35'inin tamamen hayvan tozlaşmasına bağlı olduğunu belirten Ödül, herkesin tozlayıcılara bağımlı olduğunu ve bu nedenle onların sayılarının ve çeşitliliklerinin azalmasını ve biyolojik çeşitliliğin kaybını durdurmanın hayatın devamlılığı açısından büyük önem taşıdığını kaydetti.

Farkındalık ve Destek Çağrısı

Ödül, her yıl Dünya Arı Günü'nün kutlanmasıyla, arı ve diğer tozlayıcıların dünya ve insan sağlığını korumak için oynadığı başlıca rol ve karşılaştıkları birçok zorluğa karşı farkındalığın artırılabileceğini belirtti. Azalan arılar ve tozlayıcılara karşı, kamu kuruluşları, sivil toplum örgütleri ve herkese düşen görevin; tozlayıcıların yaşam alanlarının korunması ve genişletilmesi, onların sayılarının ve çeşitliliklerinin artırılması ve arıcılığın gelişiminin sürdürülebilirliğinin desteklenmesi olduğunu ifade etti. Ödül, "Arılar yaşam demek, arı varsa hayat var. Hepimizin yaşamı, onların yaşamına bağlıdır. Onlarsız, yemeye alışkın olduğumuz ürünlerin çoğu tehlikeye girmektedir" dedi. Ayrıca, arıların insan etkileri nedeniyle mevcut türlerinin yok olma oranlarının normalden 1.000 kat daha yüksek olduğunun kanıtlanmış bir gerçek olduğunu, omurgasız polinatörlerin yaklaşık %35'inin ve yarasa gibi omurgalı polinatörlerin yaklaşık %17'sinin küresel olarak yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu ekledi. Bu yok olma eğiliminin devam etmesi halinde, meyveler, kuruyemişler ve birçok sebze mahsulü gibi besleyici mahsullerin giderek daha fazla pirinç, mısır ve patates gibi temel mahsullerle yer değiştireceğini ve sonunda dengesiz bir diyete yol açacağını vurguladı.

Türkiye Arıcılığının Potansiyeli ve Yapılması Gerekenler

Dünya Arı Günü vesilesiyle, hastalıkların korunma ve tedavisinde bal, polen, propolis ve arı sütü gibi arı ürünlerinin tüketiminin artırılmasının hem sağlık hem de yerel üreticilerin desteklenmesi anlamında oldukça önemli olduğunu belirten Ödül, bu ürünlerin bağışıklık sistemini güçlendirdiğini ifade etti. Türkiye'nin yaklaşık 8 milyon kovan varlığı ile dünyada ikinci, 120 bin ton dolayındaki bal üretimi ile dünyada altıncı sıralarda yer aldığını kaydeden Ödül, kovan başı verim bakımından ise dünyada 17. sırada olduğumuzu ve ortalama 13-14 kg olan kovan başı üretimin, üretim mevsiminin uzunluğu ve çiçeklenmenin ülkemizde arıcılık için oldukça avantajlı olmasından dolayı 30 kg civarı olması gerektiğini dile getirdi.

Hedeflenen miktarda bal ve diğer arı ürünleri elde edebilmek için Kamu, Akademi, STK'lar ve özel sektör işbirliği ile ulusal ve yerel arıcılık sektörel durum tespit edilmesi, tespitler ışığında stratejiler ortaya konulması gerektiğini vurgulayan Ödül, arı sağlığını tehdit eden hastalıkla mücadele amacıyla planlar hazırlanması gerektiğini söyledi. Ülkemizin yerel arı ırklarının tespit edilerek tescillenmesi, tescil edilen ırklardan yüksek verim alabilmek için ıslah çalışmaları yapılarak kovan başı verim artışının sağlanması gerektiğinin altını çizen Ödül, çiftçi-arıcı koordinasyonunun daha da geliştirilerek arı varlığını tehdit etmeyecek bilinçli ilaçlama çalışmalarının yürütülmesi, arı yetiştiricilerinin düzenlenecek eğitim çalışmalarıyla teknik bilgi ve becerilerinin arttırılması ve arıdan alınan ürün sayısının arttırılması ile profesyonel arıcılığın önünün açılması gerektiğini ifade etti.

Ödül, "Arıların geleceği insanlığın geleceği demektir. 20 Mayıs Dünya Arı Günü’nün bu mucizevi varlıklar için bir farkındalığa vesile olmasını temenni ediyor, ülkemiz, mesleğimiz, sektörümüz ve yetiştiricilerimiz için önemli katkılarının olmasını diliyor, bu anlamlı günü kutluyorum" sözleriyle mesajını tamamladı.