
Dördüncü Tarım ve Orman Şûrası’nın sonuçları, 14 Mayıs Çiftçiler Günü’ne denk gelen günlerde açıklandı. Cumhurbaşkanı'nın konuşmasında dikkat çeken birçok başlık yer aldı. Özetlemek gerekirse:
- 3 trilyon 350 milyar TL'lik yatırımla sulama alanı 24 milyon dekardan 72 milyon dekara çıkarıldı.
- Tarımsal hasıla, 2002 yılında 24,5 milyar dolarken 2024’te üç kat artarak 74 milyar dolara ulaştı.
- Üretimin artırılması amacıyla toplamda 2,1 trilyon TL’lik destek sağlandı. Birçok üründe Türkiye artık kendine yeter hale geldi.
- Tarımsal ihracat 32,6 milyar dolara ulaştı. Üretim planlamasıyla çiftçi, hangi ürüne ne kadar destek verileceğini bilerek ekim kararlarını verebilir duruma geldi.
Tüm bu açıklamalar hem Şûra'nın çıktıları hem de son yıllarda yapılan çalışmaların kısa bir özetiydi.
Ancak bu noktada bazı soruları sormak gerekiyor:
- 1995 yılında kişi başı millî gelir 2.900 dolar iken kırsalda bu rakam 1.070 dolardı; yani neredeyse yarısı. Bugün, 2024 itibarıyla kişi başı millî gelir 15.000 doları aşmışken, kırsal nüfusun ortalama geliri neden hâlâ 3.000 dolara ulaşamıyor?
- Neden büyükşehirlere göç hız kesmeden devam ediyor, neden kentlerde yığılmalar artıyor?
- Çiftçilerin yaş ortalaması 60’a yaklaşmışken, neden gençler tarımdan uzaklaşıyor?
Evet, elinde sermayesi olan, imkânı olan üretmeye devam ediyor. Tarımda ve hayvancılıkta büyük şirketler oluştu; bu da rekoltelerin artmasına, ihracat rakamlarının yükselmesine katkı sağlıyor. Pek çok bölgede ekilmedik arazi kalmamış durumda.
Yani şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: Tarım bitmiyor, üretim de bitmiyor!
Ama asıl sorulması gereken şu:
Tarım değil de tarımcı mı bitiyor? Üretici mi tükeniyor?
Sermayesi kalmamış, kredi kullanmadan adım atamaz hale gelmiş, toplamda trilyonlarca liralık borcun altına girmiş, bölüşümdeki adaletsizlikten en çok etkilenen kesim neden hep kırsaldaki çiftçi oluyor?
Elbette yapılan işler, yatırımlar ve planlamalar çok değerli. Ancak bu çalışmaların sahadaki yansımalarını doğru analiz etmek gerekmez mi?
Ayrıca bu soruların cevapları yalnızca Tarım ve Orman Bakanlığı'nda da değil. Kırsaldaki sorunlar, sadece tarım politikalarıyla çözülemez. Ticaret, Hazine ve Maliye, Sanayi ve Teknoloji, Millî Eğitim, Sağlık gibi birçok bakanlığın da sorumluluk alması gerektiğini unutmamalıyız.
24 saatliğine limon ihracatının durdurulduğu, taşımalı eğitimin yapılamadığı, hemşire bile bulunamayan bir kırsaldan söz ediyoruz!
Sorulacak daha pek çok soru var. Ancak tarımsal büyüme rakamları kadar, bu büyümeden çiftçinin pay alıp almadığına odaklanmak şart. Gerçek başarı, sadece üretimin artması değil; üreticinin sürdürülebilir biçimde üretime devam edebilmesidir.
Yorum Yazın