
CHP Milletvekili Orhan Sarıbal, buğday hasadı başlarken artan maliyetler, rekor enflasyon ve kuraklığın vurduğu rekolte düşüşüne dikkat çekerek, Toprak Mahsulleri Ofisi'ne çiftçiyi mağdur etmeyecek acil bir alım fiyatı açıklama ve ödemeleri hızlandırma çağrısı yaptı.

Ülke genelinde buğday hasadı lokal olarak başlarken, üreticiler belirsizlik ve artan maliyetler altında Toprak Mahsulleri Ofisi'nden (TMO) gelecek alım fiyatı açıklamasını bekliyor. CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, yaptığı basın açıklamasıyla bu sürece dikkat çekerek, çiftçinin içinde bulunduğu zor durumu ve iktidara yönelik taleplerini yineledi.
Üretici örgütlerinin 2025 yılı için kuru şartlarda buğdayın kilogram maliyetini 15,8 TL, sulu şartlarda ise 14,3 TL olarak belirlediğini hatırlatan Sarıbal, resmi enflasyonun yüzde 48,7'ye, tarımsal girdi fiyatlarının ise yüzde 37,9'a dayandığı bu ortamda TMO'nun vakit kaybetmeden, çiftçinin maliyetini ve kuraklığın yol açtığı verim kaybını dikkate alan bir alım fiyatı açıklaması gerektiğini söyledi. Ayrıca ödemelerin zamanında yapılması ve randevu sistemindeki tıkanıklığın giderilmesi gerektiğini vurguladı.
Sarıbal, hububatın 1 Ekim'den 31 Mart'a kadarki 6 aylık gelişme döneminde son 65 yılın en düşük yağışını aldığını belirtti. Kuraklık nedeniyle buğday rekoltesinde Marmara'da yüzde 4, Ege'de yüzde 6, Akdeniz'de yüzde 7, İç Anadolu'da yüzde 8, Güneydoğu Anadolu'da yüzde 15 ve Doğu Anadolu'da yüzde 5 oranında düşüş tahmin edildiğini aktardı. Bu düşüşlerin sonucunda, ülke buğday rekoltesinin uzun yıllar ortalaması olan 20 milyon tona göre yüzde 6,75 azalarak 18,650 milyon ton seviyesine gerileyebileceğini kaydetti. Bu değerin, 2024 yılındaki 20,8 milyon tonluk üretimin yüzde 10,3 altında olduğuna dikkat çekti.
Nisan 2025 itibarıyla resmi enflasyonun yıllık bazda yüzde 48,7, tarımsal girdi fiyatlarındaki artışın ise yıllık ortalamalara göre yüzde 37,8 olduğunu hatırlatan Sarıbal, TMO'nun açıklayacağı alım fiyatının, üreticilerin zarar etmesini önleyecek ve topraktan kopmasını engelleyecek düzeyde olması gerektiğini vurguladı. Fiyatın belirlenmesinde maliyetler, enflasyon, girdi artışları, kuraklık ve zirai don gibi üretimdeki düşüşe yol açan faktörlerin göz önünde bulundurulmasını istedi. Ayrıca bedellerin kısa sürede ödenmesi ve randevu taleplerinin bekletilmeden karşılanması çağrısını yineledi.
Sarıbal, açıklamasında 24 yıllık AKP iktidarı dönemindeki buğday ithalatına da değindi. Bu dönemde 107 milyon tonluk buğday ithalatına karşılık 29,5 milyar dolar ödendiğini belirterek, Türkiye'nin kendi gen merkezi olduğu buğdayda bile verimin dünya ortalamasının altında kaldığını ifade etti. Son 30 yılda buğday ekim alanlarının yüzde 30 azaldığını, nüfusun yüzde 50 artmasına rağmen üretimin 20 milyon ton civarında sabit kaldığını ve ülkenin ürettiğinin yarısından fazlasını ithal eder duruma geldiğini söyledi.
Geçmiş alım fiyatlarını da karşılaştıran Sarıbal, geçen yıl üretici örgütlerinin kuru buğday maliyetini 10,8 TL/kg olarak belirleyip 15 TL alım fiyatı talep ettiğini ancak TMO'nun ekmeklik buğday alım fiyatını ton başına 9 bin 250 TL, fark ödemesi desteğini ise 1750 TL olarak açıkladığını hatırlattı. Destekle birlikte çiftçinin eline ton başına 11 bin TL geçtiğini, ancak fark ödemesi hariç alım fiyatındaki artışın sadece yüzde 12,1 olduğunu belirtti. Sarıbal, bu yıl TMO'dan beklentilerinin gerçekçi ve üreticiyi yaşatacak bir alım fiyatı politikası olduğunu sözlerine ekledi.
Kaynak:Tarım Pusulası
Yorum Yazın