© Tarım Pusulası 2021

Tarım Kredi Sözleşmeli Üretimde İşbirliklerini Artırıyor

Tarımsal üretimde arz ve fiyat dengesini sağlamak için sözleşmeli üretim modeline öncelik veren Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri, yeni işbirlikleriyle üreticiler için pazar oluşturmaya devam ediyor. Daha önce makarnalık buğday ve sanayilik meyve suyu hammadde için işbirlikleri yapan Tarım Kredi, bu kez de Nişasta Sanayicileri Derneği (NİSAD) ile nişastalık mısır alımı için protokol imzaladı.

Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri, sözleşmeli üretim ve tarımsal ürün alım hedefleri kapsamında yeni işbirliklerine imza atmaya devam ediyor. Tarladan sofraya ilkesiyle tarımsal üretimin her aşamasında üreticilerin yanında yer alan Tarım Kredi, tüketicilerin de kaliteli gıdaya uygun fiyatla ulaşabilmeleri için çalışmalarını sürdürüyor. Önceki yıllarda pilot çalışmalar yapan ve 2020 yılı itibariyle sözleşmeli üretim modeline ağırlık veren Tarım Kredi, bu kapsamda Nişasta Sanayicileri Derneği (NİSAD) ile nişastalık mısır alımı için işbirliği protokolü imzaladı.

Yeni tip koronavirüs salgını nedeniyle internet üzerinden gerçekleştirilen imza törenine Tarım Kredi Kooperatifleri Genel Müdürü Dr. Fahrettin Poyraz, NİSAD Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Başaran, NİSAD Genel Sekreteri İsmail Kemaloğlu, Tarım Kredi yöneticileri ile dernek yönetim kurulu üyeleri katıldı.

“Gıda ve tarım öncelikli hale geldi”

İmza öncesi açıklamalarda bulunan Tarım Kredi Genel Müdürü Poyraz, salgın sürecinde çok ciddi anlamda olumsuz etkilenen sektörler olduğuna dikkat çekerek, “İnsanın en temel ihtiyaçlarından olan beslenme, yaşanan kaygı ile her şeyin önüne geçecek şekilde kendisini hissettirdi. Bu yaşananlar da birkaç aylık dönem zarfında gıda ve tarım konusunu tüm dünyada öncelikli gündem maddesi haline getirdi. Yeni süreçte artılarımızı eksilerimizi belirleyip masaya yatırmamız ve aynı zamanda da iş birliklerini artırmamız gerekiyor.” dedi.

“Tarımsal üretim, tohumdan başlayarak sofraya kadar uzanan bir değerler zincirinden oluşur. Bu değerler zincirinin mutlaka sağlam ve rasyonel esaslar üzerine oturtulması gerekiyor” diyen Poyraz, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

“Bu zincirde sadece kar saiki ile hareket eden bir kısım aktörlerin bu hareketlerinin de bu zincirin kopmasına sebep olmaması gerekiyor. Herkes burada bir ticari kazanç için faaliyetlerini yapıyor olsa da toplumsal fayda ve toplumsal gereklilikler bizim; ekonomik kazancın da ötesinde bu zincirin sağlamlaştırılması ve korunması noktasında adım atmamızı gerektiriyor. Biz de Tarım Kredi Kooperatifleri olarak kendimizi, bu değerler zinciri içerisindeki ekosistemde bir parça olarak görüp bu yerimizi ve rolümüzü artırmak istiyoruz. Bu anlamda da arkadaşlarımızla yakın zamanda çalışmalarımızı hızlandırdık. Bu proje ciddi bir emek sonucu ortaya çıktı. İnanıyorum ki ürün açısından da sektör açısından da bu iş birliği güzel bir örnek teşkil edecektir.  Bu anlamda her iki kurumdan da emeği geçenlere teşekkür ediyor, hem kurumlarımız, hem ülkemiz, hem de insanlık açısından hayırlı bir birliktelik olmasını temenni ediyorum.

Bu proje aslında Türk tarımının geçmişten bugüne karşılaştığı sorunların sanayiye yansımasıyla sizlerin yaşadığı sıkıntıların ama genel anlamda Türk ekonomisinin yaşadığı sorunların çözümü açısından bence önemli bir örnek teşkil edecek.”

 

“Sanayicilerle üreticiler arasında köprü olmak istiyoruz”

Ürün değerlendirme çalışmalarının özellikle önem verdikleri bir konu olduğuna işaret eden Poyraz, şunları kaydetti:

“İstiyoruz ki pazarla yani sanayicilerle üreticiler arasında köprü olabilelim. Eğer biz bunu yapabilirsek daha sonraki aşamalarda pek çok işbirliği fırsatının ortaya çıkacağını göreceğiz. Dolayısıyla burada atacağımız imzaların sembolik değerden öte sistem açısından çok büyük bir önem arz ettiğini düşünüyorum.

Bu yıl içerisinde 3 milyon dekarlık tarım arazisinde üretimi planlanan 1 milyon 600 bin ton ürünü ortaklarımızdan alarak pazarla buluşturacağız. 2020 yılı için hedeflendiğimiz 2,5 milyar TL’lik ürün alımının 1 milyar TL’lik kısmını sözleşmeli üretim modeli ile topladığımız talepler doğrultusunda üretimini yaptıracağız. Yaptığımız işbirlikleriyle sözleşmeli üretimi yaygınlaştırarak hem çiftçilerimizin alın terinin karşılığını almasını, hem de tüketicilerin kaliteli gıdaya uygun fiyata erişimini sağlayacağız.

Önceki yıllarda pilot çalışmalarımız oldu, bu çalışmalarımızı kapasite artırarak devam ettireceğiz. Meyve Suyu Endüstri Derneği (MEYED) ile 4 üründe (vişne, kayısı, şeftali, kiraz) tüm ülke genelindeki 200 bin ton  sanayilik meyve suluk hammadde ihtiyacını 17 Bölge Birliğimize bağlı kooperatiflerimizden temin edilmesi için işbirliği yapıyoruz. Türkiye Makarna Sanayicileri Derneği üyesi firmalar ile 10 yıllık hububat alım-satım konusunda anlaşma sağladık. 2019 yılı Ekim ayından itibaren sözleşmeli üretim modeli ile dernek üyesi firmalara makarnalık buğday teminimiz devam etmekte.

Nişasta Sanayicileri Derneğiyle de benzer bir işbirliği kuruyoruz. 2019 yılında şirketimiz Tarım Kredi Yem için ortaklarımızdan 152.548 ton dane mısır alımı yaptık. NİSAD üyelerinin ise yıllık yaklaşık 1.500.000 ton dane mısır alımı yapmaktalar. Önümüzdeki yıl için üretim planlamasını yaparak, bu talebin karşılanması için ortaklarımızla sözleşmeli üretim yapacağız.”

“Tarım Kredinin tecrübesinden yararlanacağız”

NİSAD Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Başaran da konuşmasında, Nişasta Sanayicileri Derneği’nin sektördeki nişasta üreticilerinin tamamını temsil eden, 9 firmanın üyesi olduğu bir yapı olduğunu kaydetti.

Dernek olarak 1,5 milyon ton civarında mısır tüketimini temsil ettiklerini belirten Başaran, “500 bin tona yakın ihracatımız var.  Dolayısıyla Türkiye'deki mısır üretiminin aşağı yukarı üçte birini temsil ediyoruz.” dedi.

Türkiye’de nişasta sektörünün 1980'lerden beri yatırım yapan ve gelişen, önümüzdeki yıllarda da yine mısıra dayalı olarak çok daha farklı alanlarda yatırımlar yapacak bir sektör olduğuna vurgu yapan Başaran, “Bu anlamda Türkiye'nin en önemli tarımsal kuruluşuyla böyle bir iş birliğine girmek bizi çok memnun ediyor. Tarım Kredi Kooperatifleri 160 yıllık bir tecrübeye sahip. Biz bu tecrübeden de çok iyi yararlanacağımızı düşünüyoruz. Tarıma dayalı bir sektör olarak tarımsal üretimin sanayiye taşınması, aynı zamanda çiftçilerin yaratılan katma değerden en adil şekilde yararlanması için her iki taraf için de hayırlı olmasını diliyorum.” diye konuştu.

Video konferans yoluyla gerçekleştirilen toplantı, protokole temsili olarak imzaların atılmasıyla sona erdi. İşbirliği ve iyi niyet protokolü, 31 Mart 2021 tarihine kadar geçerli olacak.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER