Üretim düştü tarım küçüldü
SiyasetGeçen yıl tarımda son 20 yılın en sert düşüşü yaşandı. Buğday rekoltesi önceki yıla göre 2 milyon tondan fazla gerileyerek 20 milyon 500 bin tona düştü. Girdi maliyetlerinin yüksekliği, düşük ürün fiyatları, dışa bağımlılık ve iç talepteki daralma gibi nedenlerle çiftçiler 2016 yılını zorluklarla kapattı
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Bursa milletvekili Ziraat Mühendisi Orhan Sarıbal tarımı geçmişten bugüne değerlendirmesini yaptı. İşte o değerlendirme...
Sahip olduğu toprak ve su kaynakları, coğrafi konumu ve iklim şartlarından dolayı tarım potansiyeli yüksek bir ülke olan Türkiye, ekolojik zenginlik ve ürün çeşitliliği bakımından dünyanın sayılı ülkelerinden birisidir.
Ancak bu potansiyel yeterince değerlendirilmemekte, ihracat artırılamadığı gibi, ithalat da düşürülememektedir. Çünkü ithalat-ihracat dengesinin ihracat yönünde sağlanabilmesi ancak üretim maliyetlerinin düşürülmesi, destekleme araçlarının doğru ve amaca uygun biçimde kullanılması ve istikrarlı politikalarla sağlanabilir.
Girdi maliyetleri yüksek
Tarımın en başta gelen sorunu yüksek girdi maliyetleridir. Dövizdeki yükselme de ürün maliyetlerini artırmaktadır. Türkiye, bitkisel üretimin en önemli girdileri olan tohum, mazot, gübre ve tarım ilacı ile hayvansal üretimin en önemli maliyet kalemini oluşturan yem hammaddeleri bakımından büyük ölçüde ithalata bağımlıdır. Uygulanan tarım politikaları bağımlılığı azaltmak yerine daha da artırmakta; üretimi sürdürülemez hale getirmektedir.
Mazot yüzde 24 arttı
2016 yılı başında 3 lira seviyesinde olan dolar kuru günümüzde 4 liraya yaklaşmıştır. Kabaca yüzde 16’nın üzerinde bir artış söz konusudur. Bu da tarım sektörü açısından üretim maliyetlerinin artması anlamına gelmektedir. Nitekim 2015 yılı aralık ayında litresi 3,58 lira olan mazotun fiyatı günümüzde 4,45 lira civarındadır. Yani mazot fiyatı son bir yılda yüzde 24 oranında artmıştır.
Tarım destekleri
Tarıma 2016’da 11,6 milyar lira destek verildi. Önümüzdeki yıl tarıma 12,8 milyar lira destek verilecek. 2016 yılında çiftçilerin satın aldıkları 43 farklı makine-ekipmana yüzde 50 hibe desteğini öngören destek kaldırıldı. Yaygın bitkisel ve hayvansal üretim kredi üst limitleri düşürüldü. Gübre desteğinin ön şartı olarak uygulanan toprak analizi desteği önce kaldırıldı, sonra yeniden uygulamaya konuldu. Mazot ve gübre desteği birleştirildi. Bu birleştirme sonucunda, bazı ürünleri yetiştiren çiftçilerimiz geçen yıla göre daha düşük destek aldılar.
Hububatta (buğday, arpa, çavdar, yulaf gibi) 5 kuruş/kg olan prim desteği artırılmadı; dane mısırda 4 kuruş/kg olan prim desteği 2 kuruşa düşürüldü. Tarımsal yayım ve danışmanlık desteğine getirilen kısıtlama nedeniyle 2 bin 600 gencimiz işsiz kaldı. Hayvancılıkta hayvan başına yapılan anaç hayvan desteği kaldırılarak buzağı desteği temel destek olarak kabul edildi.
Tarımsal üretim
Olumsuz hava koşulları nedeniyle buğday rekoltesi önceki yıla göre 2 milyon ton gerileyerek 20 milyon 600 bin tona düştü. 2015 yılında yaklaşık 39 milyon ton olan hububat (buğday, mısır, çeltik, arpa, çavdar, yulaf vb) üretimi 2016 yılında yüzde 9 oranında azalarak 35 milyon tona düştü.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2009 bazlı “yeni” milli gelir serisini 12 Aralık 2016 tarihinde yayımladı. Buna göre Türkiye ekonomisi, 2016 yılının Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarını içeren üçüncü çeyreğinde önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 1,8 daraldı.
Tarımda ise son 20 yılın en sert düşüşü yaşandı. Tarım sektörü ise birinci ve ikinci çeyreklerde yüzde 5,6 küçülürken; yılın 3. çeyreğinde yüzde 7,7 küçülme ile rekor kırdı.
İthalatta rekor yağlı tohumların
2016 yılının Ocak-Kasım döneminde toplam 14,3 milyar dolarlık tarım ve gıda ürünü ithal edildi. Bu dönemde 4,7 milyon ton hububat ithalatı için 1,1 milyar dolar; 414 bin ton kuru baklagil ithalatı için 342 milyon dolar, 793 bin ton pamuk ithalatı için 1,2 milyar dolar, 2,9 milyon ton yağlı tohum ithalatı için 1,3 milyar dolar, 1,3 milyon ton bitkisel ham yağ ithalatı için 1,4 milyar dolar, 1,4 milyon ton küspe ithalatı için 384 milyon dolar ödendi.
Bu kapsamda buğday ithalatı 4 milyon ton, mercimek ithalatı 290 bin ton, soya fasulyesi ithalatı 1,9 milyon ton, ayçiçeği tohumu ithalatı 360 bin ton, ayçiçeği ham yağ ithalatı ise 620 bin tona ulaştı.
İthalat üretimi geçiyor
2016 yılında yağlı tohumlar üretimi 2,2 milyon ton; buna karşılık 11 aylık ithalat 2,9 milyon ton. Lif pamukta üretim 750 bin ton; ithalat 790 bin ton. Mercimekte üretim 365 bin ton, ithalat 289 bin ton. Buğdayda üretim 20,6 milyon ton, ithalat 3,9 milyon ton (Üretimin yüzde 20’si kadar ithalat yapılmış).
Süt inekleri kesime
Süt üreticisinin kullandığı tüm girdilerin maliyetleri artarken; Ulusal Süt Konseyi’nin 1 Temmuz 2014’te litre başına 1 lira 15 kuruş olarak tespit ettiği çiğ süt referans fiyatı 2016 yılında da sürdürüldü. Bazı bölgelerde çiğ süt fiyatlarının 80-90 kuruşa kadar düşmesi üzerine, sütten para kazanamayan üretici, işletmesini ayakta tutmakta zorlandığı için hayvanlarını kesime gönderdi. Ulusal Süt Konseyi 26 Aralık’ta çiğ süt referans fiyatını Ocak 2017’den itibaren 6 kuruş artırarak 1 lira 21 kuruş olarak belirledi.
670 bin baş canlı hayvan ithalatına izin
Yıl içerisinde Et ve Süt Kurumu’nun (ESK) 500 baş besilik hayvan, TİGEM’in de 150 bin baş damızlık düve ve 20 bin küçükbaş hayvanı gümrüksüz olarak ithal etmelerine karar verildi. Böylelikle devletin 2016’da ithal edeceğini açıkladığı hayvan sayısı toplam 670 bin başa ulaştı. Sığır ithalatında rekor kırıldı. Türkiye, Amerika’dan sonra en çok sığır ithal eden ikinci ülke oldu.
Sığır ithalatı sürecek
Bakanlar Kurulunun, Et ve Süt Kurumu (ESK) tarafından kullanılmak üzere “Canlı Hayvan İthalatında Tarife Kontenjanı Uygulanması Hakkında Kararı”, Resmi Gazete’nin 31 Aralık 2016 tarihli sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi. Buna göre ESK’ya, 2017 sonuna kadar, sıfır gümrükle olmak üzere 500 bin büyükbaş hayvan ithalatı için yetki verildi.
‘Milli tarım projesi’
Bu kapsamda bitkisel üretimde Tarım Havzaları Üretim ve Destekleme Modeli uygulanacağı belirtildi. Daha önce sayısı 17 olan fark ödeme (prim) desteği verilen ürün sayısı önce fındık ve yem bitkilerinin eklenmesiyle 19’a, daha sonra da patates ve soğanla birlikte 21’e çıkartıldı.
Türkiye 81 ilin ilçeleri baz alınarak 941 havzaya bölündü ve her ilçede/havzada desteklenecek ürünler belirlendi. Çiftçinin kullanacağı mazotun yarısını devlet karşılanacağı duyuruldu. Ancak 2017 yılı bütçesine mazot için çiftçinin mazota ödediği paranın ancak yüzde 5’i kadar ödenek konuldu.
Zeytinciliğin idam fermanı
Zeytincilik Kanunu’nun değiştirilerek zeytinliklerin imara açılmasını öngören düzenlemeler 2002’den bu yana 6 defa Meclis’e getirildi ve her defasında reddedildi. Zeytinciliğin idam fermanı olarak nitelendirilen düzenleme 7. kez Meclis’e getiriliyor.
AKP iktidarı Meclis’e getirmeye hazırlandığı “Üretim Reform Paketi Kanun Tasarısı” ile ülkemizde 750 bin ailenin geçimini sağlayan ve 600 milyon dolar değer yaratan zeytinlikleri talana açmaya hazırlanıyor.
Gübre ve yemde KDV indirimi üreticiye yansımadı
Gübrede yüzde 18, yemde yüzde 8 olan katma değer vergisi yüzde 1’e düşürüldü. Gübrede daha sonra 6663 sayılı Kanunla vergi tamamen sıfırlandı. Ancak gübre ve yemde piyasada üreticinin haklarını ve çıkarlarını koruyacak etkin üretici örgütlenmesi ve piyasayı regüle edecek kamu kurumları olmadığı sürece yapılan vergi indirimlerinin amacına ulaşması mümkün değildir.
Tarımda IMF’nin, Dünya Bankası’nın, Dünya Ticaret Örgütü’nün, tarım/gıda tekellerinin yönlendirmelerine değil; kendi insanımızın ihtiyaçlarına ve ülkemizin özgül iklim ve toprak şartlarına göre planlanmış programlar uygulanmadığı sürece bu sarmaldan kurtulmak mümkün olmayacaktır.
İlginizi Çekebilir