© Tarım Pusulası 2021

FISHCap çevrimiçi semineriyle Türkiye’nin balıkçılık ve su ürünleri yetiştiriciliği sektörüne derinlemesine bir bakış

Balıkçılık ve su ürünleri yetiştiriciliği sektörünün durumu konulu çevrimiçi seminer serisinin beşincisi olan ve bu kez Türkiye’yi odak noktasına alan seminer 26 Mart 2021'de gerçekleştirildi. Etkinlik, finansmanı Türkiye Cumhuriyeti Hükümetince sağlanan FAO-Türkiye Gıda ve Tarım Ortaklık Programı’nın (FTPP II) bir parçası olan “Orta Asya, Azerbaycan ve Türkiye'de Sürdürülebilir Balıkçılık ve Su Ürünleri Yetiştiriciliği Yönetimi için Kapasite Geliştirme (FISHCap)” projesi kapsamında düzenlendi.

Etkinlik, öncekilere benzer şekilde, özel sektörün katılımını teşvik etmeyi, farklı paydaşların iyi uygulamaları, zorlukları ve fırsatları ele almaları için verimli bir platform oluşturmayı ve sürdürülebilir su ürünleri yetiştiriciliği ve balıkçılık sektörlerini inşa etme ve destekleme vizyonu hakkında sektörün fikirlerini almayı amaçlıyor.

İngilizce, Rusça ve Türkçe olarak gerçekleştirilen seminer, sektörün farklı kısımlarından katılımcılara FISHCap projesiyle ilgili bölgesel bakış açılarını öğrenme fırsatı sağladı.

Etkinlikte paylaşılan bilgiler, FAO’nun bu konudaki bilgileri derlediği çalışma serisinin bir parçası olarak Türkiye’nin Ulusal Su Ürünleri Yetiştiriciliği Sektörü Değerlendirmesinin incelenmesine esas oluşturacak.

Etkinliğin açılış konuşmalarını FAO Orta Asya Alt Bölge Koordinatörü ve Türkiye Temsilcisi Viorel Gutu ile Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Orman Bakanlığı Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürü Mustafa Altuğ Atalay yaptı. Türkiye'nin dünya çapında önde gelen levrek ve alabalık üreticilerinden biri olduğunu kaydeden Gutu, etkinlikte sunulan kapsamlı değerlendirmenin hedeflenen ülkenin sınırlarının ötesinde fayda sağlamasından övgüyle söz etti.

Atalay konuşmasında, seminerin yatırımcılar için yeni fırsatlar yaratmaya yardımcı olacağını, ticaretin gelişmesini teşvik edeceğini ve yararlanıcı ülkeler arasındaki ikili ilişkilerin gelişmesini destekleyeceğini kaydederek Türkiye'nin balıkçılık yönetimi alanında uluslararası mevzuata uyumlu olduğunu vurguladı.

FAO Balıkçılık ve Su Ürünleri Yetiştiriciliği Kıdemli Uzmanı Haydar Fersoy'un moderatörlüğünü yaptığı üç oturumdan oluşan ve çok çeşitli konuları kapsayan seminer, Türkiye'deki balıkçılık ve su ürünleri yetiştiriciliği sektörünün durumunu inceledi. İlk oturumda katılımcılar, sektördeki kadın ve gençlerin durumu, yönetişim çerçeveleri ve stratejik öncelikler gibi konuları masaya yatırdılar. Sektörün performansına odaklanan ikinci oturum, yasal mevzuat ve pazar yapısını da kapsayacak şekilde daha fazla teknik bilgi alışverişi için imkan sağladı. Son oturumda katılımcılar, sektördeki paydaşların daha verimli bir işbirliği içinde sektörü nasıl daha sürdürülebilir ve üretken bir yapıya geçirebileceğinin yollarını tartıştılar.

Çevrimiçi seminer ayrıca, yönetim ve yasal mevzuat, devlet yardım programları, teknolojik dönüşümün hızlı temposu ve sektörel ortaklıklara olanak tanıyan ortak bir stratejik vizyon başta olmak üzere Türk balıkçılık ve su ürünleri sektörünün ana faktörlerini de belirledi. Somon yetiştiriciliği, başarıya ulaşmak için doğru yolda olan bir alt sektör örneği olarak sunuldu.

FAO-Türkiye Ortaklık Programları Hakkında

FAO-Türkiye Ortaklık Programları, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Tacikistan, Türkiye, Türkmenistan, ve diğer ilgili ülkelerde gıda güvenliğinin sağlanması, kırsal yoksulluğun azaltılması, sürdürülebilir orman yönetimi, çölleşmeyle mücadele ve ekosistemlerin korunmasına destek olmayı amaçlar.

2007’de kurulan FAO-Türkiye Gıda ve Tarım Ortaklık Programı’nın (FTPP) ilk fazı, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini temsilen Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından sağlanan 10 milyon ABD Doları tutarındaki güven fonundan finanse edildi. Programın ilk fazı olan 2009-2015 yılları arasında 16 ülkede 28 proje uygulandı. 2014 yılında, Türkiye Cumhuriyeti'nin 20 milyon ABD Doları tutarındaki ek finansmanı ile FTPP'nin ikinci fazı ve aynı zamanda FAO-Türkiye Ormancılık Ortaklık Programı (FTFP) başlatıldı. Böylece Türkiye’nin bu Programlar çerçevesindeki toplam katkısı 30 milyon ABD Doları’na ulaştı.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER